VELAYET HAKKI SAHİBİ ANNE SOYADINI ÇOCUĞUNA VEREBİLECEK!

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan, boşanmış annenin soyadını çocuğuna verebileceğini sosyal medya hesabından “Tarihi kararımız” başlığıyla duyurmuştu. 9 Nisan 2018 tarihli karar göre artık boşanmış kadın velayeti kendisine verilmiş olan çocuğuna ‘kendi soyadının’ verilmesini velayet hakkına dayanarak Aile Mahkemesi’nden isteyebilecekti. Güneş Hukuk ve Danışmanlık olarak bizce de Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu bu karar yerindedir. Ancak ne varki bazı yerel mahkemeler tarafından bu karar sindirilebilmiş değildir. Hal böyle olunca da bazı kararlar Yargıtay’ca bozulup, yasaya uygun bozma ilamına uyulmak suretiyle yerel mahkemeye gönderilerek dosya yeniden ele alınıyor. Fakat arada geçen bu süre zarfında anne ve çocuk mağdur olmuş oluyor.
Anne ve çocuğun bu hakkı toplumda yanlış karşılanmamalıdır; zira eşlerin sahip olduğu hak ve yükümlülükler bakımından evlilikte aynı hukuksal konumda olduğu erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil ederek Anayasa’nın 10. Maddesine aykırılık teşkil edeceğini Anayasa Mahkemesi 2013/3434 numaralı kararında belirtmiştir. Anayasa’nın 10. Maddesi: ’’Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 12/9/2010-5982/1 md.) Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.’’ der. Kadın erkek eşitliğinin çokça önemli olduğu günümüz koşullarında ve kadın haklarının korunması hususu çocuğun soyadının durumu konusunda da karşımıza çıkmaktadır. İşte kadına verilmiş olan bu hakkında Anayasa’nın 10. Maddesi sayesinde güvence altına alınmış olduğunu görüyoruz. Zira Anayasa Mahkemesi’ de Anayasa’nın bu maddesini göz önünde bulundurarak: ‘’Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde olan çocuğun soyadının belirlenmesi hususunun düzenlendiği 21.6.1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun 4. Maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ‘’Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır.’’ şeklindeki düzenlemeyi 8.12.2011 tarihli ve E.2010/119 K.2011/165 sayılı kararı ile iptal etmiştir. Anne ve baba evlilik içinde ortak yetkilere sahip iken boşandıktan sonra da erkeğe verilen bu ayrıcalık şüphesiz kabul edilemezdi; kaldıki çocuğun soyadını belirleme yetkisi velayet hakkı kapsamında olan bir yetki ise, velayet hakkına sahip annenin şüphesizki bu hakkını kullanması yerinde olacaktır. Aksi durum velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil edecektir.
Tüm bunlara rağmen ‘’Çocuğun Üstün Yararı’’ ilkesine dikkat çekmek isterim. Bu ilkenin en genel anlamdaki tanımı, çocuğun menfaatlerinin her zaman ve her koşulda öncelikle korunması olup, çocuk hukukunda karşılaşılan tüm sorunlarda, görevli ve yetkililere yol gösteren, çocuk yararına çözümün tercih edilmesini emreden, zayıfı, güçlüye karşı koruyan en üstün ilkedir(AKYÜZ,Emine Çocuk Hukuku Çocuk Haklarının Korunması, 2012 s. 10). Çocuğun Üstün Yararı, çocuğu ilgilendiren her işte, somut olgular değerlendirilerek çocuk için en iyi düzenleme ne olacak idiyse o şekilde karar verilmesini sağlayan bir kavramdır. Buradaki amaç çocuğun sosyal, kültürel ve psikolojik gelişimini pozitif yönde etkileyecek kararlar verilmesini sağlayarak; çocuğun gelecek yaşantısında karşılacağı sorunları engellemektir. Hakim, her somut vakıayı kendi içinde değerlendirerek kararını verecektir şüphesiz. Bu sebepledir ki her vakıanın esaslı noktaları uzman kişilerce herhangi bir hak kaybı olmaması için ortaya çıkartılmalıdır. Güneş Hukuk ve Danışmanlık olarak aile hukukunda kaynaklanan bu ve benzeri uyuşmazlıklarda bünyemizde barındırdığımız deneyimli avukatlar tarafından hizmet vermekteyiz.

İrem Güneş

Stj. Avukat